Bir Zamanlar İktisat

İktisadın bir sanat olduğunu söyleyebilir miyiz? Antik Yunan’da yaşadığımızı ve iktisadın sahip olunan mülkün yönetimiyle ilgili olduğunu varsayalım. O zaman cevabımız, “evet, sanattır” olacaktır. Ksenophon’un (Xenophon), hocası Sokrates’i konuşturduğu “Oikonomikos” kitabından bunu anlıyoruz. Elbette, o zamanlarda tartışmanın iktisadın bir bilim ya da sanat olup olmaması üzerine olmadığını bilmek gerekir.

Antik Yunan’da episteme (bilgi) ve techne (zanaat ya da sanat) ayrımının günümüzdekinden farklı olduğunu söyleyebiliriz. Türkçesi “İktisat Üzerine” olan bahsettiğim kitabın başında mülk yönetiminin bir tür “episteme” olduğu ifade ediliyor. Fakat tercümede, kastedilenin zanaat ya da sanat olduğu belirtilmiş.  Yazar Ksenophon, MÖ 431-354 yılları arasında yaşamış, asker ve tarihçi. “Anabasis”, “Kyros’un Eğitimi”, “Yunan Tarihi” gibi kitapları da var. “Sokrates’in Savunması” deyince aklımıza Platon gelse de, Ksenophon’un da benzer bir şekilde çalışması mevcut. Oikonomikos ise, iktisat ve işletmecilik ile ilgili tarihteki ilk kitap olarak gösteriliyor. Eseri Türkçeye Ari Çokona tercüme etmiş ve kitap 2020 Ekim ayında yayımlanmış. Bildiğim kadarıyla bu, eserin ilk Türkçe çevirisi.

Oikos (ev) ve nomos (yasa, düzen) kelimelerinden türetilen “oikonomia”, kitapta mülk yönetimi anlamında kullanılıyor. “Mülk”ten kastın ise, ev ve ev dışında sahip olunan her şey olduğunu anlıyoruz. El sanatlarının küçük görüldüğünü, geçimi elde etmek için tarım yapmak ve savaşmanın soylu ve gerekli uğraşlar olduğunu öğreniyoruz. İnce diyebileceğimiz bu kitabın büyük bir bölümünde tarımın öneminden, nasıl verimli bir şekilde yapılacağından bahsedildiği için, kitabın ismini sorgulayabiliriz. Fakat, o zaman için en önemli mülk edinme yolu olan tarım özelinde temel iktisadi birim olan evin ve çalışanların yönetimi anlatılıyor. Yani özünde Oikonomikos, mülk edinme ve kâr etmenin nasıl başarılacağını ve refaha giden yolda yönetimin rolünü gösteriyor.

Kitabın bir yerinde, soru cevap şeklinde diyaloglarla öğrenmenin öneminden bahsediyor yazar. Aslında, eserin tamamında uygulanan yöntem de benzer. Sokrates tarımla ilgili pek bir şey bilmediğini düşündüğü halde, diyaloglar sonucunda çok bilgili olduğunu anlıyor. Diğer taraftan, bilginin tek başına yeterli olmadığını, nasıl uyguladığımızın önemli olduğunu anlatıyor kitap. Ksenophon’a göre, benzer bilgiye sahip insanların eğitimleri ve işlerine olan gayret ve özverileri farklı olabiliyor. Aynı zamanda, iyi karakter ve “bahşedilmiş” yönetme kabiliyeti de her insan için farklı. Bu farklılıklar, mülk ve kâr elde etmeyi etkiliyor ve dolayısıyla insanlar arasındaki refah farklılıklarını açıklıyor.

Günümüze geldiğimizde ise, modern iktisatta matematiğin daha çok kullanıldığını biliyoruz. Bunun bir sonucu olarak, iktisadın bilim olup olmadığı ayrı bir yazının konusu olabilir. Fakat yeri gelmişken, iktisat ve ekonomi kavramlarının farkına da kısaca değinmek isterim. Ekonomi kelimesinin kökeni aslında yazının başlarında bahsettiğim Antik Yunan’dan gelen “oikonomia”. İktisat kelimesi ise, itidal üzerine hareket, tasarruf ve idare anlamlarına geliyor. İngilizcedeki “economics” bilimi, “economy” kökeni bilim olan sistemi ifade ediyor. Bilim için hem “iktisat” hem de “ekonomi” kullanılırken sisteme sadece “ekonomi” diyoruz. Ben, bilim olana “iktisat”, sistem olana da “ekonomi” demeyi tercih ediyorum.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir